Bilindiği üzere TEOG sınavı iki sene önce sistemden kaldırıldı. Yerine LGS ve adrese dayalı kayıt sistemi denilen uygulama getirildi.
Bu sisteme göre liseye başlamak isteyen öğrencilerin yaklaşık yüzde 90’ı adreslerine göre liselere yerleşecekken kalan yüzde 10’luk kısım ise yapılan merkezi sınav LGS’nin sonuçlarına göre ülke çapındaki 600 civarı nitelikli liseye yerleştirilmesi planlanıyordu.
Son iki senedir uygulamaya sokulan bu yeni sistem maalesef çuvalladı desek yeridir.
Her şeyden önce tüm velilere çocuklarını adreslerine yakın okullara ve istedikleri okul türlerine kayıt yapabileceği vaat edildiği için maalesef tıpkı bir üçüncü dünya ülkesine yakışacak şekilde ülke çapındaki tüm okullarda ikili eğitime geçilmesi zorunlu oldu.
İkili Eğitim Nedir ?
İkili eğitim, öğrencilerin sabahçı ve öğlenci olarak okula devam etmesi yöntemidir.
TEOG kaldırılmadan önce Milli Eğitim Bakanlığının öncelikli hedefi ülke çapında tüm liselerde tam gün eğitime geçebilmekti. Bu hedef gözle görülür bir şekilde başarıya da ulaşıyordu.
TEOG’un kaldırılması ve adrese dayalı kayıt sistemine geçilmesi ile birlikte okullarda başvuru yığılması oldu. Başvuran tüm öğrencilere yetecek kadar sınıf sayısı olmamasından ötürü maalesef tam gün eğitim hedefinden vazgeçildi ve oluşan talebe karşılık verebilmek için tüm ülkede hızlı bir şekilde ikili eğitime geçildi.
Böylece tüm medeni ülkelerde uygulanan tam gün eğitim sistemi maalesef TEOG’un kaldırılması ile rafa kaldırılmış ve eğitimde kalitesizliğin önü açılmış oldu.
İkili eğitim sistemi ile okullar eğitim öğretim yuvası olmaktan çıktı ve yoklamaların alındığı birer gözetim evi haline dönüştü.
Eğitimde Fırsat Eşitliği Kayboldu
- TEOG öncesi dönemde ortaokul 8. sınıf öğrencileri gördükleri derslerden TEOG sınavlarına hazırlanıyor ve bu sınavlardan aldıkları puanlara göre liselere yerleştiriliyorlardı.
- Herkes sınavda gösterdiği sınav başarısına göre okula yerleşirken, okullar da belirledikleri kontenjan kadar öğrenci alıyorlardı. Böylece kalabalık olmayan sınıflarda tam gün eğitim verilerek eğitimde kalite hedeflerini tutturmak daha kolay bir hale geliyordu.
- Göreceli olarak daha başarısız olan ve Anadolu liselerine yerleşemeyen öğrenciler puanları daha düşük olan Meslek Liseleri ve İmam Hatip liselerine doğru tercihlerini genişletiyorlardı.
- Şimdi uygulanan sistemde ise öğrenciler ortaokul diploma notları baz alınarak adreslerine yakın Anadolu liselerine ikili eğitim sistemi dahilinde kayıt ettirilir hale geldi.
TEOG Öncesi ve Sonrasının Mukayese Özeti
- TEOG döneminde 1,2 milyon ortaokul mezunu sınava giriyorken LGS sınavına giren öğrenci sayısı 1 milyon civarında gerçekleşiyor. Dolayısıyla her sene yaklaşık 200 bin öğrenci sınava dahi girmeyerek daha baştan LGS sınav sonucuna göre kayıt yapan nitelikli okullara yerleşemeyeceğini kabul etmiş görünüyor.
- Sınava giren öğrencilerden sadece 100 bini nitelikli okullara yerleşebilirken kalan 1,1 milyon öğrencinin %50’si adrese dayalı olarak ilk tercihleri olan Anadolu lisesi tercihine yerleşebiliyor.
Başlangıçta olumlu bir sonuçmuş gibi görünen bu durum aslında tam bir felaketin habercisi…
- Unutmayın ki TEOG sınavına göre yerleştirme döneminde kaliteli okullar olarak bilinen iyi Anadolu Liselerine zaten %10’luk dilimdeki öğrenciler gidebiliyordu. Şimdi de durum değişmedi aynı başarı seviyesindeki öğrenciler LGS sınavında başarılı olarak yine aynı nitelikli Anadolu Liselerine gidebiliyorlar.
- Kalan diğer tüm okul türlerine ise TEOG zamanında öğrenciler aldıkları puanlara göre tam gün eğitim almak üzere yerleşiyorlardı. Aynı puan seviyesindeki ve benzer kabiliyette çocuklar bir anlamda aynı okulda buluşuyorlar eğitim ahenk içerisinde gerçekleşiyordu.
- Şimdi ise balık istifi sınıflarda sabahçı ve öğlenci olarak okumak zorunda olan öğrencilerin maalesef öğrenim kabiliyetleri de birbirine uymuyor. Çünkü LGS sınavında ilk 300 bin’e giren öğrenci ile ilk 500 bin’e giren öğrenci adrese dayalı sistem gereği aynı okulda eğitim görüyorlar. Ücretli olarak istihdam edilen öğretmenler de dersleri kime göre anlatacaklarına emin olamadıkları için tam bir keşmekeş yaşanıyor.
- Yeni sistemle doğan bir başka sıkıntı ise fırsat eşitliğinin kaybolması. Örneğin eskiden Esenyurt’ta oturan bir öğrenci TEOG sınavında gereken puanı aldığında başka bir ilçede ki iyi bir okulu tercih edebiliyor, eğitim kalitesi olarak diğer ilçelerden daha zayıf olan Esenyurt ilçesindeki liselere kayıt yapmaya mecbur kalmıyordu.
Yani fırsat eşitliği vardı. Şimdi ise öğrenciler adreslerine yakın belirli liseler haricinde kayıt yaptıramıyorlar.
- Eskiden öğrencilerin okullara yerleşme ve kayıt sürecinde tek belirleyici ölçüt sınavdan aldığı sonuçtu. Şimdi ise nerede oturduğu kadar ortaokulu özelde bitirmiş olması dahi ciddi fark yaratıyor. Çünkü ortaokul okuyan özel okul velileri okul idaresine baskı yaparak notları şişirtme yoluna gidiyorlar.
- Böylece özelde ortaokul bitiren öğrencilerin diploma notları devlet ortaokullarında okuyanlara göre daha yüksek çıkacağı için yerleştirme de ciddi haksızlıkların önüne geçilemiyor.
Özel Liseler İflas Ediyor
- Özel okullar devlet okullarında ikili eğime geçilmesinden ötürü öğrenci bulamaz hale geldikleri için teker teker iflas bayrağını çeker ve okullarını kapatır hale geliyorlar.
- Eğitim ve Fen edebiyat fakültelerine öğrenci almayı sürdüren devlet, özel okulların önünü tıkayarak zaten kadro vermediği bu kitleye yönelik ciddi bir istihdam ve işsizliğe sebep olacağını da maalesef göremiyor.
Çözüm
- Derhal TEOG benzeri fırsat eşitliğini sağlayan sınavın tekrar uygulamaya sokulması
- Öğrencilerin aldıkları puanlara göre yerleştirilmesinin yapılması
- Liselerde tam gün eğitim hedefine geri dönülmesi
- Özel okullara teşvik uygulamasının tekrar uygulamaya sokulması
- Tercih edilmeyen ve veliler tarafından burun kıvrılarak bakılan İmam Hatip okullarının büyük çoğunluğunun Meslek Liselerine ve Düz liselere dönüştürülmesi.
Sonuç olarak adrese dayalı sisteme geçişle birlikte lise eğitiminde kalite cinayeti işleniyor demek abartılı bir ifade olmaz.
Popülist yaklaşımlar ve seçim kazanma kaygısıyla kaldırılan TEOG’un yerine getirilen sistem tam bir facia ki bunun ilk sonuçlarını bu sistemle liseye başlayan çocukların üniversite sınav sonuçlarında hep beraber göreceğiz.
60 kişilik sınıflarda sabahtan akşama kadar ders yaparak çileden çıkan ücretli öğretmenlerle kaliteli ve eğitimli lise mezunlarının ortaya çıkacağını beklemek saflıktır.
Aslında yazının başlığında da belirttiğim gibi bu durum biraz horozu kuluçkaya yatırıp çıkacak yumurtaları satarak zengin olmayı düşlemek gibi bir şey.
Olan maalesef bizim çocuklarımıza oluyor.
Vesselam…