Yıllar yıllar önce, 3 erkek kardeş babaları öldüğünde 17 adet deveyi miras olarak alırlar.
Babanın bıraktığı vasiyetnameye göre;
Develerin yarısı ilk doğan oğluna,
Üçte biri ikinci oğluna,
Dokuzda biri de en küçük oğlunun bırakılacaktır.
Babalarının yasını tuttuktan sonra, kardeşler develeri paylaşmak için bir araya gelirler.
Ortada büyük bir sorun vardır:
En büyük kardeş, 17 devenin yarısının 8,5 deve olduğunu biliyordu. İkinci kardeşte payına düşenin 5⅔ deve olduğunun farkındaydı. En küçük kardeşte babasının bıraktığı vasiyete göre kendisine 1 tam ve 8/9 deve düştüğünü biliyordu
Kardeşler ortaya çıkan paylara şaşırmışlardı. Çünkü vasiyete göre hareket ederlerse develerden en az iki tanesini parçalamak zorundalardı.
Problemi çözmek için takip eden gün köyün bilgesinin kapısını çaldılar. Bilge adam onları dikkatle dinledikten sonra şöyle dedi:
“Sizler çok iyi evlatlar olmalısınız ki babanız size böyle bir miras bırakmış. Madem öyle ben de babanıza layık olduğunuz için develerimden birini size veriyorum ki sorunu çözmüş olalım”.
Kardeşler bilge adamın tavrına hayran kaldılar ve aniden gelen ekstra bir deve ile 18 deveye sahip olduklarından memnun oldular.
“Şimdi kaç tane deve almalısınız?” diye sordu bilge adam en büyük erkek kardeşe;
“Yarısı,” dedi en büyük kardeş. “Yani 18’in yarısı 9 deve.”
“Üçte birini alacağım”, dedi ikinci kardeş, “Yani 18 devenin üçte biri 6”
“1/9’u da bana miras kaldı” dedi en küçük erkek kardeş, “Yani 18’in 1 / 9’u 2”
Bilge adam başıyla onayladı ve dedi ki “9 artı 6 artı 2 17 deveye eşittir.
O halde bana devemi geri verin…
Bu hikayeyi niye anlattım?
Bir defa her şeyden önce matematiğin ne denli çekici, büyülü ve beyin tokatlayıcı bir tarafı olduğunu görmenizi istedim. Bununla birlikte kurallara moto-mot yani sıkı sıkıya uymanın kimi zaman bizleri dezavantajlı pozisyona düşürebileceğini de göstermek istedim.
İş dünyasında, kimi zaman, kurallara uyma dürtüsü ile kapana kısılma duygusu arasında kaldığımız anlar olmuştur.
Kuralları onurlandırmak isteriz ama aynı zamanda hikayedeki gibi develeri bölüşürken telef etmekte istemeyiz.
İşte böyle durumlarda çözüm soruna farklı bir gözle bakmaktan geçer.
17’nin yarısı, üçte biri ve dokuzda biri üzerinden paylaşım faydadan çok zarar getirecekse çözümü bulmak için sayıların yuvarlanması gerektiğini görebilmeli ve gerekiyorsa kendi develerimizden birini çözümü gerçekleştirmek için öne sürebilmeliyiz.
Vesselam…