Geçen hafta bir elektronik ticaret sitesinin CEO’su Linkedin’de caddelerde su satan 13 yaşındaki bir kızdan satış eğitimi aldıklarını anlatan bir yazı yayınladı.
Hikayenin özü şu; sokaklarda su satan 13 yaşında Gülru isimli bir kız çocuğundan satışlarını artırmak ve rekabetle başa çıkabilmek için uyguladığı taktikleri anlatmasını isteyen bir CEO ve bu kızcağızı dinleyen bir oda dolusu profesyonel…
Kahramanımızın adı Gülru tişört satarak evin geçimine katkı sağlıyor. Gülru üzerinden verilen mesajlar sanki önceden hazırlanmış gibi ama CEO arkadaş, mesajların çocuğun masumiyeti ile birleştiğinde daha bir anlam kazanacağını umuyor besbelli…
Örneğin Gülru’nun tişört satarken kullandığı ‘‘5 Lira sigaradan ucuz” sloganı güya hedef kitlesinin anladığı dilden konuşmasıymış. Akabinde aynı yerde midye ve su satan birisi 1 hafta tatile gidince Gülru meydanı boş bulmuş ve su satmaya başlamış. Midyeci tatilden dönünce Gülru’yu kovmuş, Gülru’da Metro’nun giriş kapısında satmaya başlamış. Böylece hem çıkanlara hem de girenlere ilk Gülru satış yapmaya başlamış bunun adı da Rekabette tıkanma sonucu yeni ve daha iyi bir yol bulmak olmuş…
Bunu gören Midyeci, yeğeni ve bir arkadaşını çağırıp onların sattığı yerde su sattırmaya ve Gülru’lara sataştırmaya başlamış. Gülru da tası tarağı toplayıp evinin yakınlarında Kozyatağında su satmaya başlamış. Neden diye sormuş malum CEO, aldığı cevap: güvenlik ve evdeki buzdolabını kullanarak suyun soğuk kalması. Yani mesaj : Tedarik’in zamanlaması ve ürüne göre soğuk veya taze olması önemli
Gülru hikayesine devam etmiş; mesela caddede satarken çok satamamış ama arabada olanların uzun süre sıcaktan bunaldığını düşünerek arabalara satmaya başlamış. Zaman içinde ki, 2 haftada” hangi araba su alır? suratında yorgunluk olan mı alır yoksa sakin olan mı alıra göre gideceği arabayı önceliklendirerek daha fazla satış yapmaya başlamış. Yani hedef kitle de segmentasyon yapmış ve ihtiyaç anını tespit etmiş. Yine örneğin Cuma günü çok önemliymiş. Cuma namazından sonra herkes ya yardım amaçlı ya da cuma namazı sonrası susuz kaldıkları için su alıyormuş. O yüzden bu saatte çok çalışıp tüm gün sattığımı 1 saatte satıyorum diyormuş. Burdan da rekabet avantajını sağladığı anda tüm enerjisiyle maximum fayda sağlıyor mesajı çıkmış.
Asıl Midyeci Kim ?…
Bütün bunların hepsi iyi hoş, hakikatten işletme zekasına hitap eden, zihin açıcı mesajlar. Görüyoruz ki mecburiyetten bu işi yapan kız, daha fazla kazanmak için taktikler (strateji değil!) geliştirmiş. Gözlem yeteneğini kullanarak edindiği tecrübe ve bilgiyi verimli hale getirip satışa döndürmüş. Peki ama kazanmak için taktikler geliştirmesi, insanların zaaflarını ve zalimliklerini bu kadar küçük yaşta tecrübe etmesi, algılama ve hayata bakışını nasıl etkilemiş? Kapitalist kuralların tüm hayatımıza zerk olduğu günümüzde bu kadar küçük çocukların menfaate dayalı bir algıya bu kadar açık olması çok mu övünülecek bir şey?
Nihayetinde yokluk yüzünden hangimiz çocuğumuzun sokaklarda su satmasını ister ki ?
Peki Gülru’nun daha çok kazanma güdüsüyle geliştirdiği taktikleri, satış stratejisi diye ekibine dinleten sen, kime daha çok benziyorsun hiç sordun mu kendine ? Gülru ? Midyeci ?
Sen bu dersleri ve mesajları profesyonel yardım alarak da ekibine sağlayamaz mıydın ? Sağlardın elbette ama senin de midyeciden bir farkın yok aslında, çünkü kafaya koymuşsun hem midye satacaksın hem de su…ve bunu yaparken o kadar uyuşuyorsun ki farkında değilsin. Bir yandan 13 yaşında su satan bir çocuğun bile yapabildiği şeyleri siz de yaparsınız diye ekibine güya mesajlar verirken diğer yandan bundan bir sosyal medya reklam projesi çıkarmayı hedefliyorsun…Gülru isimli 13 yaşında ki kız çocuğuna da ucuz kurgulanmış bu sosyal medya reklamında bir notebook parasına başrol veriyorsun…
Böyle kurgusunu kendin yaptığın uyduruktan sosyal medya reklamları ile varacağın yer midyecinin yanı da olmaz… Nihayetinde o da ekmeğinin derdinde.. Böyle çarıklı kurnazlıkları ile senden ancak midye olur ve günün birinde üstüne limon sıkıp doğal döngünün içine katarlar…
Bana sorarsan illa bir yerlerden feyz alacaksan bırak 13 yaşındaki bebeyi de Yemeksepeti.com CEO’su Nevzat Aydın’ı örnek al… Adam şirket satışından sonra 114 çalışanına 27 Milyon Dolar dağıtmış. Bak ne güzel hikaye…
Biliyorum işletme yönetmek zor, satış da her kişinin harcı değil bunların hepsinin farkındayım ama koca bir ömrün sonunda yaptıklarınla yüzleştiğinde keşke biraz olsun insan kalaydım diye hayıflanmamak da lazım…