BBC, 2002 yılında tarihin en büyük İngilizini belirlemek için ülke çapında bir anket düzenledi. Oylamanın çekişmeli geçen kısmı kimin birinci değil ikinci olacağıydı. Çünkü birinci sıradaki ismin kim olacağına dair en ufak bir şüphe yoktu: Winston Churchill (1874–1965).
Başbakan Churchill ülkesini en karanlık günlerinde yönetmiş, Naziler’i yenilgiye uğratmıştı. Bir İngiliz aristokratının ve Amerikalı mirasyedi bir kadının oğlu olan Churchill, Oxford yakınlarındaki Blenheim Sarayı’nda doğmuştu. İngiliz Askeri Akademisi Sandhurst’tan mezun oldu. Güney Afrika’daki Boer Savaşı’na (1899–1902) katıldı. İngiliz gazetelerinin savaş muhabiri olarak pek çok başka savaşa tanıklık etti.
Churchill politikaya 1900 yılında atıldı. Muhafazakar kanattan parlamentoya seçildi, ancak 1904 yılında liberallere katıldı. 1924’te ise tekrar muhafazakar oldu (“Herkes döneklik edebilir, ama tekrar dönebilmek maharet ister,” diyordu).
Politik kariyerinin başlarında iki meseleyle uğraştı. İngilizlerin I. Dünya Savaşı sırasında 1915 yılında Çanakkale’de yaşadığı yenilgiden ötürü sorumlu tutuluyordu. 1925 yılında ülkesinin altın para sistemine dönmesi ve bu kararının neden olduğu olumsuz sonuçlar da eleştirilmesine neden oldu. 1930’lar boyunca bu nedenlerden ötürü pek de sevilmeyen politik bir kişilik olarak görüldü. Hayatının bu dönemini daha sonraları “ıssız yıllar” olarak adlandıracaktı.
Parlamento üyeliği boyunca Nazi Almanyası’ndan kaynaklanan tehdite dikkat çeken en güçlü seslerden biri oldu. Kendisi gibi muhafazakar olan Başbakan Neville Chamberlain (1869–1940), 1938 yılında Münich’te Hitler’le uzlaştığı için onun gözünde “onursuzluğu” seçmişti.
1939 yılında II. Dünya Savaşı başlayınca Churchill Savaş Kabinesi’ne girdi. Donanmanın sorumlusu oldu. Chamberlain’in istifasının ardından 1940 yılının Mayıs ayında Ulusal Birlik Hükümeti’nin başbakanı oldu. Churchill parlamentoda başbakan olarak yaptığı ilk konuşmada, sonraki beş yıl boyunca kullanacağı asi ve kararlı tonun sinyallerini verdi: “Benim vadedebileceğim yegane şey kan, çalışma, gözyaşı ve terdir,” diyordu.
Bir kahraman olarak görülmesine rağmen 1945 yılında yerine İşçi Partisi lideri Clement Attlee (1883–1967) geçti. Churchill muhafazakarların liderliğini yapmaya devam etti. 1951-1955 yılları arasında bir kez daha başbakanlık yaptı. Kraliçe 2. Elizabeth (1926-) tarafından 1953 yılında şövalye ilan edildi. Doksan yaşında Londra’da öldü.
Ek Bilgiler
- Churchill 1953 yılında Nobel edebiyat ödülü aldı. 1948 ve 1954 yılları arasında yayınlanan savaş anıları bu ödüle layık görülmesini sağlamıştı.
- BBC’nin düzenlediği anketin ikincisi 19. yy’da bir mühendis olan Isambard Kingdom Brunel (1806–1859) idi.
- Demir Perde terimi ilk olarak Churchill tarafından kapitalist Batı Avrupa ile komünist Doğu Avrupa arasındaki Soğuk Savaş ayrımını anlatmak için 1946 yılında ABD’nin Missouri eyaletindeki Fulton’da yaptığı bir konuşmada kullanılmıştı.