Arif Küme Yazıları & Denemeleri, Tarih

Avrupa’yı Değiştiren Hastalık- Veba

blackdeath-310x415Kara ölüm adıyla da bilinen ve alabildiğine yayılmış bir veba salgını 1347-1350 yılları arasında Avrupa nüfusunun üçte birini yok etti. Toplam rakam 25 milyon ile 50 milyon arasındadır. Fransa’nın neredeyse 3/2’si ölmüştü. Öyle ki Londra şehri bu hastalıktan büyük Londra yangını sayesinde kurtulabilmiştir. Çin ve oOrta Asya’da başlayan hastalık, Kırım’daki bir Ceneviz ticaret merkezini kuşatan kıpçak ordusunun, vebalı cesetleri mancınıkla kentin içine atmasıyla Avrupa’ya taşındı. Asya kökenli bu bulaşıcı bakteriyel hastalık o kadar yıkıcı bir hızla yayıldı ki insanlar çaresizlikten ne yapacaklarını şaşırmışlardı. Ortaçağ Avrupa’sının pisliklerle dolu sokaklarında yaşayan insanlarda önce titreme, kusma, ağır kas ağrıları, ışığa duyarlılık, uykusuzluk ve çevreye ilgisizlik baş gösteriyor akabinde hızlı bir şekilde vücut ateşi hızla 40 dereceye çıkıyor ve kasıklardaki lenf düğümlerinde yumurta büyüklüğüne ulaşan kabarcıklar oluşuyordu. Deri üzerinde beliren siyah tümörcükler gibi belirtilerden sonra hastalar en fazla bir hafta yaşayabiliyorlardı.

Hastalığın müslüman ülkelerde fazla yayılmamasının sebebi dönemin Müslümanlarının temizliğe daha fazla önem vermeleri hamamların yaygın olmasıydı. Avrupalıların hastalıktan ötürü kedi ve köpekleri sorumlu tutup topluca telef etmeleri ile esas taşıyıcı olan farelerin hiç bir düşmanı kalmamış bu yüzden hızlı üreyen fareler hastalığı daha çok insana bulaştırmışlardı.

Veba çoğu şehirde çok sayıda çok sayıda insanı öldürmekle kalmadı Avrupa medeniyetini çöküşün ucuna kadar getirdi. Neredeyse tüm hukuki ve sosyal kurallar panik havası ile birlikte o zamana kadar oluşmuş her türlü toplumsal refleks yada alışkanlık çöpe gitmişti.

Yazar Gioavanni Boccaccio salgından kaçmak için bir araya gelen 10 arkadaşın hikayelerini anlattığı Decameron adlı ünlü eserinde İtalya’nın ünlü şehri Floransa da vebanın yarattığı yıkıcı etkileri şöyle tasvir eder;

” Şehrimizin bu ıstırap ve sefilliğinde beşeri ve ilahi hukukun otoritesi neredeyse ortadan kayboldu. Tıpkı diğer insanlar gibi bakanlar ve hukuk adamlarının hepsi ya öldü ya da hasta oldu yada hasta aile üyeleri ile uğraşmaktan ses çıkaramadı. Bu yüzden yerine getirilmesi gereken hiçbir kamu görevi yerine getirilemedi ”

….

“ babalar oğullarını, anneler bebeklerini terk ediyor, hizmetçiler hanımlarından kaçıyor, noterler ölülerin son arzularını kaydetmekten vazgeçiyor, doktorlar, rahipler ve rahibeler hastaları ziyarete gitmiyorlardı. kimse Hristiyan usullerine göre gömülemiyordu, evler birer mezarlığa dönüşmüştü. öğle yemeğini arkadaşlarıyla yiyen biri akşam yemeğinde ataları ile cennette buluşuyordu”

İtalyan bir vakanüvis olan Agnolo di Tura ise salgından şöyle bahsetmekteydi;

“Yüzer yüzer öldüler, hem sabah hem de akşam ve hepsi hendeklere atıldı ve toprakla örtüldü üzerleri. kısa sürede hendekler dolduğu gibi, daha fazla hendek kazıldı. ben, agnolo di tura… 5 çocuğumu ve karımı kendi ellerimle gömdüm… ve çok daha fazlası öldü ve herkes inandı ki, dünyanın sonu gelmişti.”

veba kıyafetAnlaşılan o ki hakim olan kaos ve anarşi ortamında herkes her istediğini yapar hale gelmiş ve hastalığın yanında insanlar güçlünün zayıfa olan zülmünden de kurtulmaya çalışmışlardı. Avrupa toplumunda vebanın sonuçları derin oldu. Birçok çileden çıkmış Avrupalı Hristiyan hastalıktan dolayı yahudileri suçladı ve o yılarda yaşanan anti- semitik propaganda ve yahudi katliamları geçmişin en büyük yahudi kırımları olarak tarihe geçti. Bununla beraber çoğu Avrupalı aynı zamanda Katolik Kilisesi’nin öğretilerini ve mevcut siyasi düzeni sorgulamaya başladı. Hayal kırıklığına uğrayan bir kısım Hristiyan ise kırbaççılar gibi kendilerini kırbaçlayarak insanlığın günahlarını affettirmek ve tanrının gazabını hafifletmek isteyen tarikatlara yöneldiler. Özel yaptırdıkları kıyafetlerle hastalıktan korunacaklarını zanneden buna rağmen hastalığı kapan Avrupa insanlarından sadece %5  lik kısım sağ olarak kurtuldu. Bazı insanlar ise hastalığa hiç yakalanmadılar. Modern bilime göre bu insanların mikroplara karşı daha fazla direnç gösteren çok ender bir genetik birleşimle korunduklarına inanılır. Kara ölüm Veba’dan sonra Avrupa’nın 1347 öncesi nüfus düzeyine ulaşması 400 yıl almıştır.

Aslolan gerçek ise veba ortaçağın feodal düzenini yıktı ve Rönesans’a giden yol açıldı. Çünkü hayatta kalan serfler yani köle köylüler köylerin sahipsiz kalması ile şehirlere akın etti ve ücretli işçilik ortaya çıktı. Kırsal alanda işgücünün azalması sonucu asiller köylülerini serbest bırakmaktan vazgeçtiler. Bu yüzden Avrupa çapında oluşan bir çok ayaklanma genel olarak feodalitenin sorgulanamaz gücünün sorgulanmasına ve çözülmesine sebep oldu.

Hatta öyleki Vebanın sonuçları ile yaşanan kentlere kaçışlar Batı Avrupa’da serf köylülerin sayısının azalmasına sebep olup tarımsal üretimi düşmesine de neden olmuştur. Bunun sonucu olarak Veba salgını belki de coğrafi keşifler dönemini dahi tetiklemiştir. Çünkü ticarete yönelen Batı Avrupa toplumları ticari faaliyetlerini artırmak ve yeni ticari metalar ve kaynaklar bulmak adına kendilerini zorlamak durumunda kalmışlardı.

Doğu Avrupa ile Batı Avrupa arasında ki ekonomik ve kültürel farklılıkların dahi sebeplerinden biridir. Çünkü serfliği kaldırıp ticari faaliyetlere ve keşiflere yönelen Batı Avrupa’nın tarım ihtiyacını karşılamak için serflik kurumu Doğu Avrupa’da sağlam kalınca yenilikler ve değişim dalgaları Batı Avrupayı sallarken üretim araçları değişmeyen Doğu Avrupa uzun yıllar statik yapısını korumuş ancak sanayi devrimi ile kıpırdanmaya başlamıştır.

Hastalığın aşırı hızlı yayılması, kendi sonunu da hazırladı. Salgının belirli bir döneminde, virüs o kadar güçlü hale geldi ki bulaştığı insanları öldürme süresi hızla kısalmaya başladı bu da virüsü kapmış olan insanların başkalarıyla temas edip onlara da bulaştırmaya imkan bulamadan ölmeleri ve kireç çukurlarına gömülmeleri anlamına geliyordu. Zamanla, içinde yaşayacağı yeni canlı vücut bulamayacak kadar güçlenen virüs yok oldu.

Günümüz bilim insanları halen veba yaygınının sebeplerini araştırmaktadır. Veba mikrobu hala yaşamakla birlikte antibiyotiklerle kontrol altında tutulabilmektedir.