Davut peygamber İsrail’in ikinci ve en büyük kralıydı. Hem peygamber, hem hükümdardı. Soy bakımından Yakub aleyhisselâmın Yehuda adlı oğluna dayanır ve Süleyman peygamberin de babasıdır. Kudüs’te doğdu. Kendisine 4 kutsal kitaptan biri olan Zebur verildi. İsmi Kur’an-ı kerim’de on altı yerde geçmektedir.
Müslümanlar arasında genelde hatalı bir kronolojik üçleme yapılır. Bu hata son üç peygamberi Musa-İsa-Muhammed peygamberler olarak algılama eğilimidir. Ancak Davud ve oğlu Süleyman peygamberler, H.z Musa’dan en az 300 yıl sonra yaşamışlardır.
Davut ile Calut
Davut peygamber Yesse’nin oğluydu ve bir çoban olarak yetiştirilmişti. Calut (Goliath) ise kimilerine göre 3 metre boyunda olduğu rivayet edilen bir Filistinliydi. Hikaye İsrail oğulları ile Filistinlilerin savaşı esnasında gerçekleşir. Calut, 40 gün boyunca kendisi ile dövüşebilecek bir İsrailliyi savaş meydanına çağırır ama hiç bir İsrailli dev cüssesinden ötürü cesaret edemez. O sıralarda henüz ergen bir çocuk olan ve savaştaki görevi yiyecek ve teçhizat taşımak olan Davut gönüllü olur. Kral Talut, Davut’un cesaretine hayran olur ama yine de onu vazgeçirmek ister Davut kabul etmeyince ona bir zırh ve silah sunar. Davut bunu da kabul etmez.
Davut, Calut’un karşısına bir sapan ve bir kaç taş ile çıktı. Calut saldırıya geçmeden önce Davut hızlı bir şekilde görünmeden saklanarak sapanıyla bir taş fırlatır ve Calut’u alnından yaralayarak yere düşürür. Ardından yaklaşarak Calut’un kafasını keser ve İsraillileri zafere ulaştırır.
Günümüzdeki tıp verilerine dayanarak yapılan tahminlere göre Calut’un hipofiz bezindeki bir bozukluk sonucu anormal bir cüsseye sahip olduğu söylenir. Bu bozukluğun varsayılan diğer bir göstergesi Davut’un Calut’a görünmeden nasıl yaklaşabildiğini açıklayan yanlarını görememe semptomudur.
Hikaye Tevrat’ta Samuel I adlı surede aşağıdaki gibi anlatılır;
“Davud böylece bir sapan ve taşla Filistinliye [Calut’a] galip geldi; elinde bir kılıç bulunmaksızın Filistinliyi [Calut’u] yere yıktı ve onu öldürdü. Davud koştu ve onun üzerine çıktı. Filistinlinin kılıcını aldı ve kınından çıkardı. Onu öldürdükten sonra, kılıçla kafasını kesti.” (Samuel 17: 50-51)
Kuran’da Bakara suresinde ise şöyle geçer;
“Davud, Calut’u öldürdü; ve Allah ona mülk ve hikmet verdi, ve ona dilediği şeylerden öğretti.” (Bakara 251)
Bu olaydan sonra Davut’un şöhreti tüm İsrail ülkesine yayılır. Bir zaman sonra Kral Talut, Davut’u tehdit olarak algılar ve öldürtmek ister. Fakat Talut’un oğlu ve mirasçısı olan Yonatan Davutla arkadaş olur ve suikastı önler. Davut’u korur ve kaçmasını sağlar. Davut yıllarca çölde yaşar ve sonra Araplara sığınır. Filistinlilerle yapılan bir savaşta Talut ve Yonatan öldürülür. Bunun üzerine Davut Yahudi ileri gelenleri tarafından 30 yaşında kral seçilir. Kenanlılara ait olan Zion (Kudüs) kalesini ele geçirerek burayı kendine başkent yapar. Tanrı’nın On Emri’ni içeren sandukayı buraya getirerek büyük bir tapınak inşa etmeye karar verir. Ancak Peygamber Natan onu bu kararından vazgeçirir. (Tapınağı, Davut’un oğlu Süleyman inşa edecektir.) Davut, Kuzeyde ve Güneyde tüm Yahudi kabilelere boyun eğdirir, Ürdün ve Suriye’yi fetheder. Yaklaşık 40 sene ülkesini ciddi zorluklarla karşılaşmadan yönetir.
Batşeba
Krallığı esnasında Davut, Batşeba isminde evli bir kadına aşık oldu. Eski Ahite göre Davut gölde Batşeba isimli çok güzel bir kadını yıkanırken gördü, güzelliği karşısında aklı başından gidince onunla ilişki kurdu. Batşeba kral Davut’un subayı Hititli Uriya’nın karısıydı. Kadın hamile kalınca Davut Uriya’yı biraz ayıbını örtme biraz da suçluluk duygusuyla savaşta ön cepheye yollayarak öldürülmesini sağladı. Karşılığında Tanrı bir peygamber olan Natan’ı suçuyla yüzleştirmek için Davut’a yolladı. Peygamber Natan, Yehova adına, krala ağır suçlamalar yöneltti. Doğan çocuk 7 günlükken öldü.
Bu olay yani Davut Aleyhisselam’ın, subaylarından Uriya’nın karısı ile zina yaptığı, kadının hâmile kaldığı, ordu kumandanına talimat göndererek Urya’nın savaşta ölmesini sağladığı, bundan sonra Urya’nın karısı ile evlendiği İslama göre doğru değildir. Fakat Zebur’daki mezmurların bir bölümü, Davut’un bu olay üzerine duyduğu acı ve pişmanlığı anlatır.
Bununla birlikte Davut Batşeba’dan vazgeçmedi ve Davud’un’ Batşeba’dan daha sonra Süleyman ile üç erkek çocuğu daha dünyaya geldi.
Batşeba’dan olan oğullarından birisi Abşalom babasına karşı düşmanlarıyla birleşerek ayaklandı. Savaşta yenilip, kaçmaya çalışırken uzun saçları bir ağaca takılmış ve Davut’un ordusuna komuta eden Yoab tarafından öldürülmüştür. Diğer oğlu Süleyman ise tahtının varisi olup tapınağı da inşa etirmiştir.