Arif Küme Yazıları & Denemeleri, Tarih

Her Sabah Elbiselerini Yakan Manyak Prens Sado!

sado
Taht Filminde Sado’yu Canlandıran Yoo Ah-in

Basın yayın kuruluşlarının Kuzey Kore başkanı Kim Jong Un’un çılgınlıklarından ve idam yöntemlerinden bahsetmesine yabancı değiliz. Eniştesini köpeklere yedirmesi ya da akvaryum balıkları ölünce bakımdan sorumlu müdürü idam etmesi gibi… Halbuki Kore tarihinde çılgınlıkları nam yapmış başka bir veliaht prens daha mevcuttur. Lakin o hiç bir zaman yönetime gelmeyi başaramamış hayatını pirinç kaplı bir tahta sandık içerisinde tamamlamıştır.

Kore kralı Yeongjo’nun oğlu veliaht prens Sado 1735 yılında doğar. Ağabeyi Prens Hyojang’ın erken ölümünün akabinde doğması üzerine babası tarafından veliaht ilan edilir. Babası tarafından veliaht prens ilan edilir ama yine babası tarafından daha 27 yaşındayken tarihte eşi benzeri az görülür şekilde idam edilir.

Kore tarihçilerinin aktardığına göre Prens Sado akıl hastalığından muzdariptir. Akıl hastalığına ek olarak ciddi bir sadist ve tecavüzcüdür. Prense yönelik bu iddialar kimi tarihçiler tarafından idamına kılıf olarak hazırlanmış komplo senaryoları olarak nitelendirilmişse de Sado’nun karısı aynı fikirde değildir. Karısı Hyegyeong tarafından yazılan günlüklerde Sado’nu akıl ve karakter hastalıkları açık bir şekilde anlatılmıştır.

Prens Sado’nun çılgınlıkları bugün dahi Kore’de anlatılır durur. Örneğin İkinci karısını öldüresiye dövmesi, kılık değiştirerek kırsal bölgelere gidip oralarda çılgın partiler vermesi ve kehanetlerini beğenmediği zaman falcıları öldürmesi sıradan kabul edilirken  sarayda görevli bir hadımın hiç sebep yokken aniden kafasını keserek saray kalabalığının üzerine atması ise şaşkınlık vericidir. Yine, seyahat ettiği esnada yol güzergahını tamamen kapattırması ve hiç kimseyle karşılaşmak istememesi anlayışla karşılanabilir belki ama birini gördüğü takdirde ilginç bir şekilde o kişiyi cezalandırırken kendi üzerindeki elbiseleri de çıkartıp yakması davranış bozukluğuna delildir.

Aslında giysilere karşı geliştirdiği bu acayip obsesif tavır farklı farklı durumlarda ortaya çıkmaya devam eder. Örneğin her sabah hizmetlilerine onlarca kıyafet hazırlatır ve bunların içinden gözüne kestirdiği bir kaç tanesini hemen yaktırır kalanlardan birini seçerek giyermiş. Eğer kıyafetleri sunan hizmetlilerin bir kusuru olursa ya sakat bırakıyor ya da öldürüyormuş. Sarayın bir yerinde yeraltına yaptırdığı mezar büyüklüğünde bir odaya girerek saatlerce orda yalnız kalmayı seçmesi zaten ruhsal durumunu ortaya koyuyor.

sandıkSonunda Kral Yeongjo oğlunun bu manyak hallerinden ötürü kraliyet ailesinin zarar göreceğini anlayarak oğlunun idamına karar verir. Fakat birçok hanedanın uyduğu ”hanedan kanı dökülmez”  kuralı Kore’de de geçerlidir ve Kral Yeongjo’da oğlunun kanını dökemez. Bunun üzerine Sado’nun annesinin de onayını alarak onu 1762 yılının sıcak bir temmuzunda pirinç kaplı bir sandığın içine diri diri kapatır. Sado bu sandığın içinde tam sekiz gün hayatta kalmak için direnir ama sonunda son nefesini verir.

Kim Jong Un’mu yoksa kendisi hakkında söylentiler çıkaranın mı sonu bir sandıkta biter onu bilemeyiz fakat diktatörlükte babası dedesini geçmişti sanırım kendisi de babasını sollayacak gibi görünüyor…

2015 Güney Kore yapımı Taht isimli  film Prens Sado’nun hayatını anlatmaktadır ve filmin fragmanında Sandık sahnesini görebilirsiniz..

https://www.youtube.com/watch?v=EQ52AQorHDY&list=PLZHZ9lsZ3HCzICMfvdsh5fIRL5YkZR8ch