1841’den 1851’e kadar ki on yıllık dönemde İrlanda’da yüzlerce binlerce köylü modern Avrupa tarihindeki en kötü kıtlıklardan birinde açlıktan öldüler. Bazı tahminlere göre Emerald Adası’nın nüfusu %20 kadar azaldı. Kıtlık trajik oranlara ulaşan bir felaket haline dönüştüğünde etkileri İrlanda’yı da aştı. Amerika Birleşik Devletleri’ne ilk büyük göç dalgasını oluşturarak, adada açlık çeken köylülerin birçoğunun daha iyi bir hayat aramak için A.B.D’ye gitmeleriyle sonuçlanan devasa bir toplu göçü tetikledi.
Kıtlık sırasında ve sonrasında İrlandalı Katolik göçmenlerin Amerikan şehirlerine gelişi, A.B.D’nin Protestan dini karakterini kaybedebileceğinden korkan bazı Amerikalılar’ın öfkeli tepkisine neden oldu. Fakat A.B.D’ye olan İrlandalı göçü 20. yüzyılda da devam etti. Nüfus sayım idaresine göre bugün İrlanda’nın toplam nüfusunun yaklaşık on katı olan 34 milyon Amerikalı, atalarının İrlandalı olduğunu iddia etmektedir.
Kuşaklar boyunca patates İrlanda topraklarında son derece verimli bir şekilde yetişti ve ülkenin ana mahsülüydü. Patates aslında İrlanda’nın hatta Avrupa’nın bile yerlisi değildi. İspanyol kaşifleri Güney Amerika’da patatesi yetiştiren yerli Amerikalılarla karşılaştılar ve Avrupa’ya götürdüler. İrlandalılar uzun yıllar patates tarlalarından karınlarını doyurdular fakat 1840’larda bir patates mantarı tüm patates tarlalarını mahvederek yaygın bir kıtlığı kitle ölümlerini ateşledi. Çünkü çoğu İrlandalı’nın başka yiyecek kaynağı yoktu.
Kıtlığın ortaya çıktığı dönemde İrlanda, Dünyanın en güçlü imparatorluklarından biri olan Birleşik Krallığın bir parçasıydı. Çoğu tarihçi İngiliz hükümetinin patates mahsülünü etkileyen mantar hastalığının oluşumunda yeteri kadar itinalı davranmadığını iddia eder. İngiltere’nin o zamanlar bilinen en iyi hiciv yazarlarından Jonathan Swift, yaşanan krize karşılık hükümetin yetersiz cevabını eleştiren ”Ilımlı Bir Teklif” adında ki ünlü makalesini yazdı. Kinayeli bir biçimde hükümetin yiyecek göndermemesinden dolayı İrlandalılar’a hayatta kalmak için bebeklerini yemelerini tavsiye etti.
Yaklaşık iki milyon İrlandalı’nın göç etmesine ve ölümüne sebep olan açlık ve kıtlık felâketi sırasında İngiltere ve kıta Avrupa’sı sanayi devriminin getirdiği refah ve zenginliğe rağmen İrlanda’ya yardım etmezken, Osmanlı Sultanı Abdülmecid, zor durumdaki İrlanda halkına 10.000 Sterlin yardımda bulunmak istedi. Fakat kendi topraklarına dâhil olan bu bölgeye sadece 2.000 Sterlin yardım yapmayı kararlaştıran İngiltere Kraliçesi Victoria, Osmanlı’nın kendilerinden kat kat fazla bağış yapmasını kabul etmeyerek, İstanbul’daki büyükelçisi vasıtasıyla, Sultan’ın teklifini reddetti ve Osmanlı bağışı -İngiltere’nin isteğiyle-1.000 Sterlin’e indirildi. Sultan Abdülmecid bunun üzerine İrlanda’ya tahıl yüklü 5 gemi gönderdi. Fakat İngilizler’in Dublin Limanı’na sokmadıkları erzak dolu yardım gemileri, yüklerini Drogheda Limanı’na boşaltıldı. (1847)
İrlanda, 1169’da İngilizler tarafından istila edilmişti. İngiltere’nin parçası olan Kuzey İrlanda’nın altı bölgesi haricinde sonunda 1922 de bağımsızlığını kazanana kadar İngiliz mülkiyetinde kaldı. Bölgedeki şiddet 1998 yılındaki Good Friday anlaşmasından sonra dinmesine rağmen Kuzey İrlanda’nın İngilizlere mi yoksa İrlanda’nın geri kalanına mı ait olması gerektiğine dair anlaşmazlık hala sürmektedir.