Trafik sigortalarında yaşanan fiyat dalgalanmaları sonucu Hazine tarafından yapılan müdahale herkesin malumu. Peki fiyatların bu kadar yükselmesinin sebeplerini hiç düşündünüz mü ? Sigorta şirketleri neden bu kadar çok fiyat artırdılar ? Hazine neden müdahale etti ? Bundan sonra ne olur ? Trafik Sigortasında Çözüm Nedir?
Soru cevaplarla konuya açıklık getirelim. Ben zaten her şeyi biliyorum diyerek sadece önerdiğim çözümü merak edenler yazının sonuna doğru şimdiden inebilirler 🙂
Trafik Sigortası Nedir?
İlk önce Trafik sigortasının tanımını yapalım. Trafik sigortası araç sahiplerinin yaptırması gerekli zorunlu bir sigortadır. Yani aracınız varsa bu sigorta poliçesini satın almak zorundasınız. Çünkü Trafik sigortası olmadan araç kullanmak yasak. Bu zorunlu sigorta her hangi bir kaza anında 3. kişilere verdiğiniz maddi ve fiziki zararlardan ötürü sizi güvenceye alan değerli bir poliçedir. Bu güvenceden en iyi şekilde yararlanabilmek için zorunlu trafik sigortası teminatlarını bilmeniz gerekir
Trafik Sigortasının Sağladığı Faydalar Nelerdir ?
Zorunlu trafik sigortasını satın aldığınızda sigorta şirketinin size verdiği teminatlar temelde maddi hasarlar ve bedeni hasarlar olmak üzere iki ana başlıkta sunulur.
Örnekle açıklayalım;
Dileyim ki Allah korusun bir kaza yaptınız. Eğer karşı tarafa verdiğiniz hasar tampon, kaporta yada pert hasarı gibi maddi hasarlar ise trafik sigortanız oluşan maddi hasarı teminat limitleri dahilinde karşılar. Bu teminatlar araç başı ve kaza başı olmak üzere iki ayrı sınıfta verilir. Örneğin 2017 yılı teminatlarına göre araç başı 33000 TL teminat verilirken kaza başı 66000 TL teminat verilmektedir.
Şimdi diyeceksiniz ki araç başına teminat ve kaza başına teminat ne demek ? Bu ifade ile kastedilen eğer kusurlusu olduğunuz kazada tek bir araç zarar görmüşse sigorta şirketi 33000 TL’ye kadar ödeme yapar. Eğer birden fazla araç zarar görmüşse bu durum da kaza başı teminat devreye girer ve sigorta şirketi kaç araç karışmış olursa olsun toplamda 66000 TL’ye kadar ödeme yapar.
O zaman Alınan Yüksek Primlere göre Sigorta Şirketleri Neden Şikayet Ediyor ?
Şikayet ediyor çünkü yukarıda sadece maddi hasarlar kısmını izah ettik. Verilen teminatlar sadece maddi hasarlar için geçerli değil. Sigorta şirketleri asıl darbeyi bedeni hasarlar diye tabir edilen hasarlardan alıyor.
Örnekle açıklayalım;
Dileyim ki Allah korusun bir kaza yaptınız. Eğer karşı tarafa verdiğiniz hasar maddi hasar vefat veya sakatlanmayla sonuçlanan bedeni hasarları da içeriyorsa trafik sigortanız oluşan bu hasarları da teminat limitleri dahilinde öder. Bu teminatlar da kişi başı ve kaza başı olmak üzere iki ayrı sınıfta verilir. Örneğin 2017 yılı teminatlarına göre vefat ve sakatlanmalar için kişi başı 330.000 TL ‘ye kadar teminat verilirken kaza başı 1.650.000 TL’ye kadar teminat verilmektedir.
Şimdi diyeceksiniz ki kişi başına teminat ve kaza başına teminat ne demek ? Bu ifade ile kastedilen eğer kusurlusu olduğunuz kazada tek bir kişi zarar görmüşse sigorta şirketi kişi başı teminat olan 330.000 TL’ye kadar ödeme yapar. Eğer birden fazla kişi zarar görmüşse bu durum da kaza başı teminat devreye girer ve sigorta şirketi kaç kişi karışmış olursa olsun toplamda 1.650.000TL’ye kadar ödeme yapar.
Yukarıda verdiğim örneklerde teminat limitleri her araç cinsi (binek, kamyon, otobüs vs.) için değişir.
Ayrıca;
Eğer tamamen kusurlu olduğunuz ve birden fazla aracın karıştığı bir zincirleme kazada toplamda 100.000 TL hasar varsa sigorta şirketiniz kaza başı teminatı devreye sokar ve bunun sadece 66.000 TL’sini öder. Kalanı siz cebinizden karşılarsınız.
Ya da diyelim ki Tofaş marka binek aracınızla gittiniz bir Mercedes aracı pert ettiniz ve zarar 200.000 TL çıktı. Bu durumda sigorta şirketiniz araç başı teminatı devreye sokar ve bunun sadece 33.000 TL’sini öder. Kalanı siz cebinizden karşılarsınız.
Bedeni hasarları da aynı şekilde verdiği teminatlara kadar öder üstü tüm kalan tutar sizin cebinizden çıkar.
😮 🙁 :'(
Ne o çok mu şaşırdın ? Senin gibi trafik canavarlarının pervasızlığının cezasını şirketler mi çekecekti? Diyebilirsin ki yok mu bunun bir yolu. Elbette var. Çıkan tüm hasarlar için kendini sigortalayacak isen onun poliçesi ayrı. Acenten ile konuş sana anlatsın.
Trafik Sigortasını Hiç Satın Almazsam Ne Olur?
Dediğimiz gibi Trafik sigortası olmadan araç kullanmanız yasak. Yasaklar delinmek için vardır derseniz cezalarını öğrenmenizde fayda var. Bir defa Trafik sigortası yapılmayan her ay için faiz işlenir. Bu faizler trafik polise yakalanmasanız yada hiç kaza yapmasanız dahi aracınızı satarken veya trafikten çekerken bile karşınıza çıkar. Bu borç ödenmeden de araç ile ilgili hiçbir işlem yapamıyorsunuz. Yani kaçış yok. Ödeyeceksiniz.
Diyelim ki siz yine de sigortasız bir şekilde trafiğe çıktınız. Allah korusun yukarıda belirttiğimiz üzere kazaya karıştınız. Bu durumda ortaya çıkan maddi ya da bedeni tüm hasarlarda sigorta şirketinin ödediği tutarları da siz ödemek zorunda kalırsınız.
O Zaman İsteyen Şirket Satsın İstemeyen Satmasın ? Bizi Ne Geriyorlar ?
Dediğimiz gibi Trafik sigortası poliçeleri zorunlu poliçelerdir. Bu durum, sadece poliçeyi satın alan araç sahipleri için değil satışını yapan sigorta şirketleri içinde böyle. Dolayısıyla ruhsatı olan şirketlerde fiyatlar çok düşük diyerek satmama lüksüne sahip değiller.
Ayrıca çok önemli bir ayrıntıyı da atlamayalım. Trafik sigortası poliçesinin hasarları genelde satıldığı takvim yılı içerisinde değil takip eden yıllarda gelir. Dolayısıyla 3-5 sene sürekli trafik sigortası yapan bir şirket, üretimde aniden frene basarsa hasarları karşılamada nakit darlığı yaşayarak sıkıntıya düşebilir. Bu sıkıntıya düşmemek için tüm şirketler ölçülü oranda trafik sigortası satmak isterler. Fakat bu yeni uygulamayla hiç satmamaları daha yararlı çünkü bu primlerle geriden gelen hasar yükü kartopu etkisinden çıkarak çığ etkisine dönüşebilir. Bu yüzden bir çok şirket bu aralar trafik sigortası satmamak için tırı vırı sebeplerle ekranlarını açmıyorlar
Yine de Şirketlerin Zarar Edeceğine İnanmıyorum…
Vallahi aslında inansan fena olmaz çünkü teminatlardan başka değer kaybı, geriye dönük tazminat ödemeleri kullanılacak yedek parça ve malzemelerdeki düzenlemelerle şirketlerin ümüğü sıkıldıkça sıkıldı. Şimdi sen bana inanmıyor olabilirsin. O halde bir de T.S.B sitesinden ödenen ve muallak olarak bekleyen hasar raporlarını incelemeni tavsiye ediyorum. En azından primler niye yüksek diye avaz avaz ağlamazsın.
O Halde Trafik Sigortasında Çözüm Nedir?
Madem hem tüketiciler hemde şirketler fiyatlardan şikayet ediyor o halde teminatları düşürmekten başka çare yok. Örneğin A tipi ve B tipi olmak üzere iki tip Trafik poliçesi düzenlenir.
A tipi poliçe serbest piyasa ekonomisiyle fiyatları belirlenen ve bugünün teminatlarını harfiyen veren poliçe tipi olsun. Yani A tipi poliçe normal teminatları uygulayan ve serbest piyasa ekonomisine göre fiyatı belirlenen poliçe olsun.
B tipi poliçe ise devletin belirlediği tavan fiyatlar üzerinden satılan ve bugünün teminatlarının yarısını veren poliçe tipi olsun. Yani B tipi poliçe yarım teminat uygulayan ve tavan fiyat uygulamasına göre asla pahalı olmayan poliçe olsun.
Şimdi diyeceksin ki Trafik poliçesi 3. kişilerin zararını karşıladığı için herkes B tipi poliçe almaz mı ne alaka?
Demez yavrucum. Çünkü senin satın aldığın poliçe tipi sana yapılacak muameleyi de belirleyecek…
Örnekle açıklayalım;
Diyelim ki serbest piyasa şartlarında dilediğiniz şirketten parasını ödediniz ve A tipi poliçe sahibisiniz ve Allah korusun bir kazaya sebep oldunuz;
- Eğer mağdur tarafın aracı sizin gibi A tipi ise yani aynı poliçe tipine sahipseniz verdiğiniz maddi yada bedeni tüm hasarlar sigorta şirketiniz tarafından normal teminatlar limitinde karşılanır. Ayrıca tamir sürecinde sadece orjinal parça kullanıldığı gibi aracını dilediği servise ya da tamirciye götürebilir. Çünkü mağdur tarafta sizin gibi aynı tip sorumluluğu taşımayı kabul ederek aynı tip poliçeyi satın almıştır.
- Sizin poliçe A Tipi ve mağdur tarafın aracı B tipi ise sizin sigorta şirketiniz eksperce belirlenen maddi ya da bedeni tüm hasarların sadece yarısını öder. Tamir sürecinde eşdeğer parça kullanımını kabul etmiş sayılır. B tipi poliçeye sahip mağdur taraf, kaskosu dahi olsa aracın masrafının tamamını rücu edemez. Çünkü sizinle aynı tip sorumluluğu taşımayı kabul etmemiş ve daha ucuz fiyat olan B tipi poliçe satın almıştır. Dolayısıyla hasarın kalan kısmını kaskosundan yada cebinden karşılasa da tamir sürecinde inisiyatifi sizin sigorta şirketinize bırakmayı kabul etmiş olur.
- Sizin poliçe A Tipi ve mağdur tarafın aracında trafik sigortası yok ise mağdur tarafa hiç bir tazminat ödenmez. Çünkü trafiğe çıkarken hiç bir sorumluluk almamayı tercih etmiştir.
Diyelim ki devletin belirlediği tavan fiyatlardan parasını ödediniz ve daha ucuz olan B tipi poliçe sahibisiniz ve Allah korusun bir kazaya sebep oldunuz;
- Eğer karşı tarafın aracı da B tipi ise sizin sigorta şirketiniz eksperce belirlenen maddi ya da bedeni tüm hasarların sadece yarısını öder. Ayrıca tamir sürecinde eşdeğer parça kullanımını kabul etmiş sayıldığı gibi kaskosu dahi olsa aracın masrafının tamamını rücü edemez. Çünkü sizinle aynı tip sorumluluğu taşımayı kabul etmiş ve daha ucuz fiyat olan B tipi poliçe satın almıştır. Dolayısıyla hasarın kalan kısmını cebinden ya da kaskosundan karşıladığı gibi tamir sürecinde inisiyatifi sizin sigorta şirketinize bırakmış olur.
- Eğer mağdur tarafın poliçesi A tipi ise sizin sigorta şirketiniz eksperce belirlenen maddi ya da bedeni tüm hasarları A tipi teminatlarla yani tam teminat öder. Fakat daha sonra yarısını size rücu ederek sizden tahsil eder. Ayrıca A tipi poliçeye sahip olduğu için aracını dilediği servise yada tamirciye götürebildiği gibi tamir sürecinde de isterse sadece orjinal parça kullanabilir. Çünkü karşı taraf sizinle aynı tip sorumluluğu taşımayı kabul etmemiş ve daha fazla ödeyerek A tipi poliçe satın almıştır. Dolayısıyla hasarın kalan kısmını cebinizden karşıladığınız gibi tamir sürecinde de inisiyatif kullanamazsınız.
- Sizin poliçe B Tipi ve mağdur tarafın aracında trafik sigortası yok ise mağdur tarafa hiç bir tazminat ödenmez. Çünkü trafiğe çıkarken hiç bir sorumluluk almamayı tercih etmiştir.
Neyi sağlamış Olduk?
Bir defa aracını hiç kullanmayan ya da hiç trafiğe çıkmayan ya da hiç kazaya karışmayacağına inanan kişiler rahatlıkla B tipi poliçe yaparak fazla para ödemekten kurtulurlar. Trafiğe aracını salan herkes kusurları ve poliçeleri oranında sorumluluk taşımaya başlar. Çok güvenmediği sürece kimse aracını başkasına ödünç vererek riske girmez. Herkes B tipi dahi olsa trafik sigortası yapmak zorunda kalır.
Bunun yanında piyasaya hareketlilik gelir. Şirketler zarar yazmaktan kurtulacağı için piyasaya daha çok yabancı yatırımcı gelir. Şirketlerin mali yapısı denetlenirken sattıkları poliçe tipleri baz alınır ve sermaye yeterlilikleri buna göre belirlenir. Reasürans bulmak daha kolaylaşır. Acenteler B tipi poliçe için sabit komisyon alırken, A tipi poliçe için serbest piyasa ekonomisine göre yüksek komisyon alırlar. Böylece daha fazla satış ve pazarlama faaliyeti doğar ve istihdamın önü açılır. Eşdeğer parça uygulanmaya başladığı için ülkemizdeki yedek parça yan sanayi desteklenmiş olur.
Kasko satışları yükseldiği gibi kaskolarda B tipi poliçeli araçlar için daha kapsamlı ve teşvik edici teminatlar sunulmaya başlanır.
Şurası kesin ki uygulama başlarsa elbette biraz zaman alır ama ne şirketler ne acenteler ne de tüketiciler artık şikayet edemez…