I. Charles ve parlamento yanlıları arasında gerçekleşen İngiliz iç savaşı 1642 yılında başladı. Savaş esnasında Mathew Hopkins adında bir avukat cadı avcısı olarak ün yaptı. Belirli bir ücret karşılığında Hopkins ve yardımcısı John Stearne Doğu İngiltere ve komşu illerde cadı avlıyordu.
Matthew Hopkins 17nci yüzyıl İngilteresinin en meşhur cadı avcısıydı. Aslında bir papazın oğluydu. iyi bir din ve hukuk öğrenimi görmüştü. Gittikçe artan şiddet duygusu, güvensizlik, İngiliz Sivil Savşı boyunca ortaya çıkan dini heyecan tabiatdışı olaylara yönelimi de arttıracaktır. Matthew Hopkins işte böyle bir atmosfer içinde ortaya çıkacaktır.
İlk kurbanı, şeytanla yattığını itiraf ettirene kadar işkence ettiği ama aslında masum ve topal bir kadın olan Elizabeth Clark’tı
Savaş kargaşasının yarattığı kaos ortamından da faydalanan Cadı avcısı Hopkins şüpheyi suçlamaya dönüştürmekte oldukça maharetliydi. Zorla itiraf alma yöntemleri de şok edici derece de acımasızdı. Şüphelileri ayakları şişene kadar hücrelerinde volta atmaya zorlarken bir yandan da dövüyor, aç bırakıyor ve uyutmuyordu. Bu koşullar altındaki şüpheliler şeytanla anlaşma yaptıklarını itiraf etmeye mecbur kalıyorlardı.
başka bir örnekte ise suçlanan kişinin vücudunda nasır benzeri bir kabarıklığa bir iğne batırır, kötü ruhların emzirildiği bir meme olmasından kuşkulandığı bu kabarıklık duyarsızsa, kurbanının büyücü olduğu sonucuna varırdı.
Bunun yanı sıra kadınlar ”yüzme” yöntemi ile de sınanabiliyordu. Suya atıldıklarında batmıyorlarsa bu cadı olduklarını kanıtlıyordu!
Cadı avcısı Hopkins’in asılsız iddiaları sonucunda yaklaşık 300 kadın asıldı. 1646 yılına gelindiğindeyse Hopkins, işkence yöntemleri ve talep ettiği yüksek ücretler nedeniyle eleştiri almaya başlamıştı. Zamanla ortadan kaybolan Hopkins, Stearne’nin söylediğine göre 1647 yılında uzun süren bir tüberküloz hastalığı sonucu ölmüştü