27 Aralık 1831 tarihinde kraliyet donanmasına bağlı savaş gemisi HMS Beagle İngiltere’deki Devonport’tan yola çıktı. Gemide birkaç düzine tayfa, bir dizi bilimsel araç ve deniz tutmasından fena halde muzdarip bir doğa bilimci vardı.
“Çok fenaydı,” diye yazar Charles Darwin (1809–1882) yolculuk sırasında tuttuğu günlüğe. “Beklediğimden çok daha kötüydü.” Beagle’ın denize açıldığı gün geminin yirmi iki yaşındaki başı dönen yolcusunun, bilim tarihinin en ünlü ve en etkili düşünürlerinden biri olacağı kimin aklına gelirdi ki! Ancak Darwin’in beş yıl süren bu yolculuğu sırasında yaptığı keşifler biyolojide bir çığır açacaktı. 19. yy’da din ve bilim arasında yaşanan büyük sürtüşmeye de kaynaklık etti. Harvard biyoloğu Ernst Mayr (1904–2005) Darwin’in evrim kuramı hakkında şöyle yazacaktı: “İnsanlık tarihinin yaşadığı belki de en büyük entelektüel devrim.”
Altı çocuklu bir ailenin beşinci çocuğu olan Darwin, Cambridge’te teoloji eğitimi aldı. Ancak babasının ondan beklentisi olan papazlık çok az ilgisini çekiyordu. Darwin, The Voyage of the Beagle (Beagle Seyahati / 1839) adlı kitabında anlattığı keşif gezisi sırasında dünyayı dolaşacaktı. Döndükten sonra kuzeni Emma Wedgwood (1808–1896) ile evlendi. Üst sınıf centilmen bir bilim adamı olarak kendisine konforlu bir yaşam kurdu. Diğer bilim adamları ile iletişim içerisindeydi. Sonraki yirmi yılını On the Origin of Species (Türlerin Kökeni / 1859) isimli çalışmasını yazmak için harcadı.
Kitabında doğal seçilim adını verdiği sürecin bir parçası olarak türlerin zaman içerisinde değişip evrimleşerek değişen koşullara uyum sağladığını ileri sürüyordu. Darwin dünyadaki hayvanları Tanrı’nın yarattığı yönündeki Hıristiyan inancıyla çelişen düşüncelerinin tartışma yaratacağının farkındaydı. Çalışmasının yayınlanmasını yıllarca ertelemişti. Aynı zamanda inanmış bir Anglikan olan Emma’yı da incitmek istemiyordu.
1871 yılında doğal seçilim düşüncesini insan evrimine uygulayan The Descent of Man (İnsanın Türeyişi) isimli çalışması ile daha da büyük bir tartışma yaratmıştı. Darwin insanın maymundan türediğini iddia etmiyor ama insan ve maymunun ortak bir atasının olduğunu ileri sürüyordu.
Çoğu kimse tarafından çağının en büyük bilim adamı olarak görülen Darwin’e yetmiş üç yaşında ölümünün ardından resmi bir cenaze töreni düzenlendi.
Ek Bilgiler
- Darwin yılda ortalama 1500, yani nerdeyse her gün 4 tane mektup yazıyordu. Bir biyografisine göre 1877 yılındaki posta masrafları hizmetkarının maaşından daha fazlaydı.
- Beagle’daki yolculuktan sonra Darwin garip bir hastalığa yakalandı. Bu hastalık hayatı boyunca onu etkileyecekti. Modern uzmanlar bunun nadir görülen “Şagaz Hastalığı” olabileceğini düşünmektedir. Güney Amerika’da yaşayan bir böcek türü olan vinchuca (katil böcek) ısırıkları bu hastalığa neden olmaktadır.
- 2003 yılında İngiliz hükümeti Darwin’in yolculuğundan ilham alarak “Beagle 2” adındaki insansız bir uzay aracını Mars’a gönderdi. Araştırmanın amacı Kızıl Gezegen’de yaşam izlerine ulaşmaktı. Ancak araç Mars yüzeyine indikten kısa bir süre sonra Dünya’yla bağlantısı koptu.