Çelimsiz gövdesine rağmen kendinden beklenmeyecek ölçüde seri ve kavi adımlarla yürüyen çocuğun önünü aniden iki serseri kesti. Uzun boylu olanın kolları faça doluydu. Kısa olan ise sürekli üst ön dişlerinin arasından yere tükürüyordu.
İkisi de çelimsiz çocuğa nazaran oldukça yapılıydı.
Korkudan bembeyaz kesilen çocuk yalvaran gözlerle kendini onlardan sakınmaya çalışıyordu. Serserilerden sürekli yere tüküreni elini çocuğun montunun ceplerine attı ve karıştırmaya başladı. Diğeri ise ne kadar parası varsa teslim etmesi gerektiğini küfürlü bir şekilde söylerken bir yandan da yumruğunu göstererek çocuğu korkutuyordu.
İtip kakmalar devam ederken çocuğun kot pantolonunun arka cebindeki cüzdanını fark eden tükürükçü serseri sert bir hamle yaparak cüzdanı almayı denedi. Ani bir hareketle cüzdanı ondan kurtaran çocuk serserileri daha da öfkelendirdi. Uzun boylu ve façalı olan çocuğu boğazından yakalayıp silkelemeye başladığında diğeri kolunu bükerek rahat bir şekilde çocuğun cüzdanına uzandı. İçinden aldığı bir tomar parayı hızlı bir şekilde cebine koyduktan sonra cüzdanı yere fırlattı. Cebindeki tüm parasını kaptıran çocuğu olduğu yerde bırakan iki serseri zafer kazanmış komutanlar gibi iskeleye doğru yürümeye başladılar.
Cüzdandaki parası çocuk için çok önemli olmalıydı ki peşlerinden ürkek adımlarla takip ederken ağlamaklı seslerle onları parasını geri vermek için ikna çabasına girişti ama serseriler onu görmezden ve duymazdan geldiler.
Biraz öteden kayalıkların olduğu yerden olan biteni izleyen yaşlı bir adam çocuğun yanına doğru yaklaşıp ‘Ne oldu?’ diye sordu. ”Paranı mı aldılar?”
Neredeyse ağlamak üzere olan çocuk ”Evet amca, şu gidenler zorla cüzdanımı aldılar. Vapura binip karşıya geçecektim ama bütün paramı aldılar, bilet alacak param dahi yok. Eve nasıl giderim şimdi’ dedi ve ağlamaya başladı.
Duyduklarının tesiriyle olsa gerek bir anda kaşları çatan ve öfkelenen yaşlı adam serserilerin arkasından avaz avaz bağırarak koşmaya başladı. Bağırtısıyla onları durdurmayı başarmıştı. Yanlarına vardığında cüzdandan aldıkları parayı iade etmelerini aksi takdirde çocuğu da alıp karakola gideceğini ve şikâyetçi olacağını gayet sert ve biraz da küfürle karışık bir şekilde söyledi.
Serseriler önce biraz diklenir gibi olsalar da durumun ciddi olduğunun farkına varınca aldıkları parayı yaşlı adama iade ettiler. Yaşlı adamın bu sert tavrı ve muhtemelen polisi de işe karıştırması işe yaramıştı.
Olanları biraz öteden izleyen çocuğun yüzünü mutluluk kaplamıştı. Sanki bu amca bir Hızır gibi yetişmiş ve onu kötülerin elinden kurtarmıştı. Dünya da hala iyiler ve cesurların olduğunu görmek onu da cesaretlendirmişti ve ağlamaktan vazgeçmişti.
Gözlerini serserilerin kaçar adım uzaklaşan ve karanlıkta kaybolan gövdelerine dikmiş olan yaşlı adam aniden çocuğa döndü ve gülümseyerek ”Son vapurun kalkmasına daha 10 dakika var yetişirsin o halde değil mi?” diye sordu.
‘Evet”dedi çocuk, ”İskele hepi topu 500 metre uzaklıkta.”
Çocuk ağzı kulaklarında elini yaşlı adama doğru uzattı. Parasını geri alacağı için çok mutluydu.
Yaşlı adam çocuğun avucuna vapur bileti alacak kadar parayı bıraktıktan sonra hiç bir şey demeden yürüdü ve gitti…