Tüm erkeklerin % 15 kadarında ve kısırlık sorunu ile başvuranların % 40’ında saptanan varikosel testislerdeki kanı boşaltan venlerin (toplardamar) genişleyip varisleşmesidir. Toplardamarların iç yüzeyinde kan dolaşımını düzenleyen kapakçıklar işlevlerini yitirmiştir ve kanı boşaltamamaktadır, dolayısıyla testislerde sıcaklık artışı ve toplardamardaki kanın organa geri akımı sonrası mikro dolaşımı etkileyerek sperm üretimini bozar; sayı, hareketlilik, yapı ve kromozomal yapıya etki sonucu dölleme kapasitesinin bozulmasına neden olur. Varikosel her iki testiste de görülebilir. Ancak anatomik komşulukları dolayısı ile sol testiste görülme oranı % 85, sağ testiste görülme oranı % 15 civarındadır. Bir taraftaki varikosel genellikle diğer testisi de etkilemektedir.
Varikosel kişide ne gibi belirtiler verebilir?
Varikosel belirtileri testislerden (yumurta) bacağa yayılan ağrı ve sıcak ortamda torbada belirginleşen kıvrımlı damar yapısı ile fark edilebileceği gibi, testislerde dolgunluk hissi , testislerde küçülme yada sadece kısırlık için yapılan tetkikler sırasındaki elle yapılan muayene ile de saptanabilir. Ancak hiçbir belirti vermeyen varikosel de azımsanmayacak kadar fazladır.
Varikosel tanısı nasıl konulur?
Farklı derecelerde görülebilen varikoselin tanısı bu konuda tecrübeli bir Üroloji uzmanı tarafından doğru şartlarda yapılacak detaylı bir muayene ile konulmalıdır.Bütün varikoselli hastalara 3 günlük cinsel perhizden sonra sperm tahlili yapılıp sperm sayısı, hareketliliği ve şekilleri araştırılmalıdır. Hastaların yaklaşık %70 inde sperm yoğunluğu ve hareketliliği azalmış, şekilleri bozulmuştur. Bu hastalarda yüksek oranda kısırlık görülür.
Muayenede varikosel lehine bulgu vermeyen kişiye sadece doppler ultrasonografi ile saptanabilen varikosellerin ameliyat edilmesi fayda sağlamadığından çok özel durumlar dışında varikosel tanısı için hassas bir muayeneden başka herhangi bir tetkik (ultrason vb.) istenmemelidir.
Varikosel Tedavisi
Kısırlık, testislerde devamlı ağrı ve kozmetik açıdan kötü görünüm veren varikoselli erkeklerde cerrahi tedavi önerilir. Cerrahi tedavi de varisli venler bağlanır. Basit bir ameliyattır ve genellikle hastanede yatmayı gerektirmez. Ameliyattan 3 ay sonra sperm üretiminde düzelme görülmeye başlar. Sperm üretimindeki düzelme ameliyat olan hastaların %70 inde görülür.
Kısırlık nedeniyle varikosel saptananlara ilk tercih olarak ilaç tedavisi veya tüp bebek yöntemleri uygulanması doğru değildir. Doğru tanı konulması ve cerrahi yöntemin başarıyla uygulanması ile tedavisi gerçekleştirilen varikosel hastalarında spermiyogram(sperm testi) parametrelerinde dramatik düzelme sağlanır ve bunların çoğu başka bir tedavi gerektirmeden çocuk sahibi olabilirler. Geri kalanların önemli bir kısmı ise rahimiçi aşılama gibi, tüp bebek uygulamasından daha kolay ve ekonomik bir yöntemden faydalanabilir seviyeye geleceklerdir.
Yapılan birçok çalışmada tüp bebek uygulamasından önce varikoselin opere edilmesi ile sperm hücrelerinin dölleme yeteneğinin artırılıp, kromozomlardaki parçalanma oranını azaltarak hamilelik oranlarının arttığı saptanmıştır.
Sonuç olarak;
- Varikosel sık saptanan ve başarılı tedavi ile en olumlu neticelerin alındığı erkek kısırlığı nedenidir. Varikosel teşhisi üroloji uzmanı tarafından yapılan muayene ile konmalıdır. Doppler ultrason ile çok sayıda kişiye hatalı olarak varikosel teşhisi konulmakta ve gereksiz ameliyat yapılmaktadır. Üroloji uzmanı tarafından yapılan muayenede saptanamayan varikosel opere edilmemelidir.
- Varikoseli olan erkeklere öncelikle tüp bebek, ICSI, aşılama benzeri yardımlı üreme teknikleri uygulanmamalıdır. Varikosel spermin kromozomal yapısını bozarak yumurtayı dölleme gücünü azaltmakta; dölleme gerçekleşse dahi düşük oranını yükseltmektedir. Ayrıca tüp bebek sadece son çare olarak görülmelidir.
- Varikoselin başarılı bir cerrahi sonrası nüks etmesi mümkün değildir, fakat yapılmış olan operasyon yetersiz kalabilir bu durumda mikrocerrahi düzeltme ameliyatı uygulanabilir. Nadiren atardamar ve lenfatik kanal hasarları ile hidrosel ve organ kaybı gibi komplikasyonlar görülebilir; uygulanan teknik kadar tekniğin ne kalitede uygulandığı da önemlidir!