Bir din, felsefe, yaşam biçimi ve sanat formu olarak ortaya çıkan Zen Budizmi, M.S 520 yılında Bodhidarma adında bir adamla başladı.İnanlara göre Bodhidarma, Hindistan’dan Çin Krallığına seyehat etti ve burada Çin Kralı Wu’nun karşısına çıkarak kişisel çıkarın değersiz olduğuna dair bir söylemde bulundu.
İlerleyen zamanlarda öğrenci kabul etmeden önce dokuz yıl kadar bir duvarının önünde oturduğu ve meditasyon yaptığı bir manastırda yaşadı.
Zen kelimesi anlam olarak ”meditasyon” demektir ve amacı kişinin sonunda nirvana’ya ulaşmak gayesiyle zihnini soğukkanlı tutabilmesi veya özgürleştirilebilmesidir. Zen’in en yaygın tipi ”Zazen” yani lotus pozisyonunda otururken yapılan oturma meditasyon şeklidir. Zen Budistleri özellikle grup meditasyonlarını savunurlar.
Kinhin veya yürüyen Zazen denen diğer bir meditasyon tipi bir grup insanın bir odanın içinde omuzları daima merkeze bakarak saat yönünde yürümesiyle yapılan meditasyon şeklidir. Meditasyon için kullanılan orjinal Sanskritçe kelime Zen, Çin’ceye ”Chan” olarak geçti. Chan sonraları Japonya’da ”Zen” Kore’de ”Seon” ve Vietnam’da ”Thien” oldu.
Budizm’in bir dalı olan Zen, Çin’de hem Taoculuk hemde Konfüçyusçuluk’tan büyük oranda etkilendi. Ancak onu Budizm’in diğer formlarından ayrı kılan şey metinlerin ve öğretmenlerin ele alınış şeklidir. Zen antik Budist metinleri çalışmanın meditasyon pratiği kadar önemli olmadığına inanarak metin çalışmasının önemini azaltır. Bunun dışında Zen öğretmenlerin birbirini takip etmesine aşırı bir önem atfeder. Bodhidarma ve havarileri ile başlayarak bilgeliğin doğru bir çizgisi kuruldu.Bir öğreticinin öğretmenlik mirasının izini sürmek saygınlık düzeyi için esastır.
Çin’e gelişinden sonra Zen Budizm’i Japonya’ya Kore’ye ve Vietnam’a yayıldı ancak geçen 1500 yıldan fazla zamanda her bir yayılım aslına uzaklaşmaya başaldı böylece Japon Zeni artık Çin’deki ataları gibi değildi. Benzer şekilde Koreli ve Vietnamlı kuzenleri de değişmiş ve farklılaşmıştır.